22 Ağustos 2018 Çarşamba

Kurban ritüeli ve Tarih

Mısır: Arkeolojik bulgular, eski Mısır'da rahiplerin idaresinde ayin haline getirilmiş kurban kültünün bulunduğu­nu göstermektedir. Özellikle Nil nehrine insan kurban edilmesi çok yaygındır. Bunun yanı sıra hayvanlar da kurban edilir. Kurban edilen hayvanlar arasında ilkel kabile dinlerinde olduğu gibi totemler bulunur. Bu bağlamda tanrı Osiris adına düzenlenen kurban törenlerinde, kutsal bir boğa kurban edilip on dört parçaya bölünür ve töreni izleyen insanlarca eti tüketilir. Kutsal bir boğa ya da öküz seklinde betimlenen Osiris’in dirilişini sembolize etmek için yenilen boğanın yerine başka bir kutsal boğa konulur. Ayrıca Eski Mısır’da kurbanın, tanrıları doyurmaya yaradığı düşünülmüş ve öyle anlaşılmıştır. En büyük tanrı İsis için de önce dua edilir; sonra onun adına bir inek kurban edilir. Önceden muayene edilip kurban olarak işaretlenmiş hayvanlar, kesilmek üzere tapınağa getirilince odun yığını ateşlenir. Sonra bu ateşe şarap dökülür ve tanrının adı çağrılarak kurban edilecek hayvan kesilir. Kurban tapınakta yakılırken orada bulunanlar feryat ederek üzüntülerini dile getirirler. Bir süre sonra da bu insanlar, kurban edilen hayvandan arta kalan etleri tüketirler. Eski Mısır’da kurban edilen kuzu ve oğlağın kanı, çevreye sürülür. Sürülen bu kan, tanrının hakkı sayılır. Ayrıca yılda iki kez tanrılara domuz kurban edilir ve ancak bu günlerde domuz eti yenir. Bunun dışında kalan diğer günlerde ise domuz eti yenmez.


İran: Eski İranlılar tanrılara kur­banlar, çeşitli bitkiler ve haoma içkisi sunmuşlardır. Zerdüşt hayvan kurbanını ya­saklayarak Ahura Mazda'ya adak ve şü­kürler kurbanını telkin ettiyse de ölümün­den sonra canlı kurban adetine geri dö­nülmüştür. İranlılar adak ve şükranlarını Hürmüz'e, diğer takdimelerini de kötülü­ğü engellemesi için Ahriman’a arzederlerdi.

“Zerdüstlük’ün kutsal kitabı Zend-Avesta’da fiber (su aygırı) denilen bir hayvanın kurban edildiği bildirilmektedir. Yine bu kutsal kitaba göre yalvarış, ibadet ve kurban af dilemeye yarar. Zend-Avesta’da dikkati çeken bir diğer konu, tanrılara sunulacak olan kurbanların dağlarda, ırmak ve göl kenarlarında 100 at, 1000 sığır ve 10.000 koyun şeklinde sunulmasının istenmesidir. Dini açıdan kan dökücü hayvanların etlerinin tüketilmesi yasaktır. Zerdüşt’ten önce “deva” denilen ve kötülüklerin tanrısı Ahriman’ın yardımcısı olan şeytanlara, onları yatıştırmak üzere kurbanlar kesilirdi. İran’daki Mitra inancında bütün canlı varlıkların kurban edilmiş bir boğanın kanından doğduğuna inanıldığından, bu inancın ritüellerinde boğaların kurban edildiği bildirilmiştir.


İsrail: Ünlü dinler tarihçisi Mircea Eliade’ye göre bu olay eski doğu dünyasında sıkça uygulanan ve İbranilerin Peygamberler dönemine kadar sürdürdükleri, ilk çocuğun kurban edilişi pratiğinden başka bir şey değildir. İlk çocuk, çoğunlukla bir Tanrı'nın çocuğu olarak görülür, ilk çocuğun kurban edilmesi, Tanrı'ya ait olanın geri verilmesi demektir.

Yahudilikte bazı hayvanların veya yiye­ceklerin Tanrı'ya bağlılığın bir işareti ola­rak ve O'nun lütfünü kazanmak, affını sağlamak niyetiyle bir mezbah üzerinde tamamen ya da kısmen yok edilmesin­den ibaret olan kurban ibadetinin tarihi, Hz. İbrahim'e kadar götürülmektedir. Onun döneminde sığır, davar, kumru, gü­vercin gibi hayvanlar Tanrı'ya sunulurdu. İshak ve oğlu Yakub tarafından da devam ettirilen kurban geleneği İsrâiloğullarınca bazı dönemlerdeki farklı uygulamalarla birlikte Kudüs'teki mabe­din 70 yılında Romalılar tarafından yıkılışına kadar sürdürülmüştür.

Yahudilikte kurban ilk dönemlerden itibaren, ikinci Mabed’in yıkılışına kadar, İbrani dininin ve Yahve’ye ibadetin en önemli unsuru idi. Her ne kadar eski Ahit kurbanın herhangi bir tanımını vermemişse de Yahudilikte kurban, bir takdim fiili olarak tanımlanmıştır. Buna göre Yahudilikte birincisine kurban, ikincisine de takdim adı verilen iki farklı kurban uygulaması ile karşılaşılıyor. Hz. İbrahim"le başlayan kurban geleneği İshak ve oğlu Yakub tarafından da devam ettirilmiş. Yahudilikte Tanrı"ya saygı göstermek ve verdiği nimete şükür anlayışı yaygındır. Burada hayvanın kanını akıtmak önemli idi. Cansız kurban ise Tanrı adına yere su ve şarap dökme şeklinde gerçekleştirilir.


Babil ve Asur: Kurban sunumu düzenli ayin ve törenlerle yapılır. Babil’de haftanın yedinci günü olan cumartesi uğursuz sayılır ve bu uğursuzluktan kaçınmak için adaklar adanıp kurbanlar kesilir. Asurlularda ise kurbanlık hayvanı kesip tanrılara sunmak gereklidir yoksa tanrılar insanın kendisini yiyeceklerdir. Asurlularda kesilen oğlak ya da kuzu gibi yavru hayvanların, insanların bütün günahlarını temizleyeceğine inanılır.

Sümer: Sümerlerin yaşadığı eski Mezopotamya'da da rahiplerin eşli­ğinde zorunlu kurbanlarla iştirak edilen oldukça gelişmiş bayram takvimleri bulunurdu. Milâttan önce ilk bin yıla kadar tarihlendirilen kitabelere göre Güney Ara­bistan'ın yüksek kültürlerinde rahiplerce yönetilen, güneş, ay ve Venüs gibi yıl­dızlarla büyük tanrılara sunulan kurban ayinleri vardı. Sümerlerde de kurban törenlerine büyük önem verilirdi. Kurban törenleri, görkemli ve süslü tapınaklarda gerçekleştirilirdi. Sümerler kurban edilecek hayvanın türüne, cinsine ve rengine önem vermezlerdi. Onlar için mühim olan kanın akıtılmasıydı. Sümer ülkesinde kurbanlar, tanrıların besini olarak değerlendirilirdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder