23 Eylül 2018 Pazar

Kraliçe Margot

Bu arada dün harıl harıl Fransız tarihi okuyordum…on çocuklu acımasız Katolik Kraliçe Catherine de Medici. Bir biri ardına kral olan üç sarhoş oğlu. St. Barthelmy (Suçsuz Azizler) Katliâmı, Fransa’nın ikiye bölündüğü mezhep savaşları derken, aklıma tam da bu olayları anlatan ‘La Reine Margot’ geldi. Çıktığı 1994 yılında bütün ödülleri silip süpürmüş olan ve o zaman sinemada ölüp bittiğim bu filmi yeniden seyretmem lâzım diye düşündüm. 

Ve biraz önce seyrettim de. Aman Allah’ım, ne büyük bir hayal kırıklığı! Gerçeklerle hiç ilgisi olmayan kurmaca bir tiyatro sanki. Abartılı, teatral diyaloglar. Bir türlü normal bir ses tonuyla konuşamayan, kuyruklarına basılmış gibi viyak viyak bağıran Fransızlar…öf yani. Bir kere gerçek Marguerite de Valois (Margo) kendisini canlandıran Isabelle Adjani’nin onda biri kadar güzel olsa, başka hiç bir şey istemezdi herhalde. Ne Navarre, ne de Fransa Kraliçesi olmayı takardı. O zaman (yani 1994’te) Wikipedia olsa, bu film asla çekilmezdi diye düşünüyorum. Kadının filmde canlandırılan karakterle ilgisi yok çünkü. 

Ne o kadar güzel, ne de dengesiz bir nemfoman. Gayet kültür, sanat hâmisi, beş dil konuşan, fevkalâde edepli, afif bir hanımmış kendisi…Aha bu da gerçek hali. Henri de Navarre ile evlendikleri zaman yapılmış…(1572’de)

By Barış Bilen

Filmde abisini oynayan adama benziyor orijinal Henri de Navarre! Filmdeki aktöre de (Navarre) bayılırım, İstanbul'a gelmişti, Beyoğlu Kaktüs 'de görmüştüm, çoook karizmatik tipik bir ufak tefek Fransızdı

Müzikler, kostümler, mekanlar çok etkileyiciydi. Özellikle katliam gecesi iyiydi. Kilisenin yolladığı katilin gelişini hâlâ hatırlarım, sonra James Bond oldu adam. Ama abartılı ve teatral yorumlarına aynen katılyorum. Yine de konuya dikkat çekmek açısından başarılıydı bence..

By Şeyda Arguner Dana

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder