8 Eylül 2018 Cumartesi

6-7 Eylül'ü hepimiz biliyoruz değil mi? Hayır... pek bir şey bildiğimiz falan yok.

Beş kişiydiler..


Beş farklı insan..


Biri öğrenci, biri patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker..


Oktay Engin, Mithat Perin, Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve

Sabri Yirmibeşoğlu..


61 yıl önce kaderleri ortak bir noktada buluştu.


1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra hayatları birden bire değişti.


*. *. *


Yıl 1955 idi..


5 Eylül'ü 6 Eylül'e bağlayan gece..


Selanik'te Atatürk'ün evi bombalandı..


Türkiye olayı TRT Radyo'nun öğlen 13.00 haber bülteninden duydu..


Ardından İstanbul Ekspress Gazetesi "Yıldırım Baskı" yaptı..


Normalde 20 bin satan gazete o gün tam 290 bin adet basılmıştı.


Özellikle Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtıldı..


İstanbul Ekspress tam sayfa verdiği haberde "Atamızın evi bombayla hasara

uğradı" başlığını kullandı..


Gazete bombayı Yunanlılar'ın attığını yazıyordu..


İşte ne olduysa bundan sonra oldu..


Ülkede "Rum Avı" başladı.


Başta İstanbul olmak ùzere sahil kentlerindeki Rumlar'ın işyerleri ve

evleri talan edildi...


15 Rum öldürüldü, 300 kişi yaralandı..


30'dan fazla kadına tecavüz edildi..


4214 ev, 1004 işyeri, 73 kilise, bir sinagog, iki manastır, 26 okul ile

fabrika, otel, bar gibi 5317 mekan talan edildi..


Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal

eşyalar tahrip edildi..


İstanbul'da bulunan 73 Rum Ortodoks kilisesinin tamamı ateşe verildi.


Rum ,Yahudi ve Ermeni mezarlıkları saldırıya uğradı..


İki gün süren yağma, talan ve linçten sonra sıkıyönetim ilan edildi..


Türkiye'deki tüm gazeteler olayda "Yunan kışkırtması" olduğunu ve

Yunanlılar'ın Atatürk'ün evinin bombalayarak halkı tahrik ettiğini yazdı..


*. *. *


Yunanistan hükümeti olayın aydınlanması için hemen soruşturma başlattı..


Öncelikle Atatürk'ün evinde hiçbir hasar yoktu..


Atılan bir ses bombasıydı..


Üstelik görgü tanıkları vardı..


Yunan makamlarına göre Atatürk'ün evini iki Türk, konsolosluk görevlisi

Hasan Uçar ile üniversite öğrencisi Oktay Engin bombalamıştı.


Hasan Uçar yardım etmiş, Oktay Engin bombayı atmıştı İkisi de hemen

tutuklandı..


Bombacı Oktay Engin 21 yaşında ve Batı Trakya Türklerindendi.


Türkiye'nin verdiği bursla Selanik'te hukuk fakültesinde okuyordu..


Bir süre sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak ùzere serbest

bırakıldı..


Yunanistan dışına çıkması yasaktı ama nasıl olduysa Türkiye'ye kaçtı..


Yargılaması bittiğinde 3 yıl 6 ay hapis cezası aldı..


Yunanistan cezasını çekmesi için Oktay Engin'in hemen iadesini istedi..


Türkiye vermedi..


*. *. *


Oktay Engin Türkiye'ye geldikten sonra elini kolunu sallayarak dolaştı...


İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıftan eğitimine devam

etti..


Üniversiteye kayıt yaptırırken, Selanik'de eğitim gördüğüne dair geçerli

belge getirmesi gerekiyordu..


Nedense ondan istenmedi.


Okurken İstanbul Belediyesi'nde maaşa bağlandı..


Mezun olunca kaymakamlık sınavını kazandı..


Çankaya kaymakamı oldu..


Ancak dönemin emniyet müdürü tarafından özel olarak istendi ve Emniyet

Genel Müdürlüğü Siyasi İşler Müdürlüğü'ne atandı..


Eşi benzeri görülmemiş, inanılmaz bir terfiydi bu..


Bu göreve gelmek için en az 15 yıllık bir tecrübe gerekiyordu..


Acemi kaymakam Oktay Engin basamakları ikişer üçer çıkıyordu..


Sanki birileri "Yürü ya Oktay" demişti..


Ardından vali oldu..


Nevşehir Valisi..


Atatürk'ün Selanik'teki evini bombalayan adam artık bir Türkiye

Cumhuriyeti valisiydi..


*. *. *


Ya diğerleri..


Oktay Engin'i hiç bir tecrübesi olmamasına ragmen siyasi şubenin başına

getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin Nakipoğlu idi..


İlginçtir..


Hayrettin Nakipoğlu 6-7 Eylül olaylarının olduğu gün Beyoğlu kaymakamıydı..


Emniyet Müdürlüğü'nün ardından Adalet Partisi Kayseri Milletvekili oldu ve

1970 yılında İmar İskan Bakanlığı yaptı..


*. *. *


O gün "Atamızın evi bombalandı" manşetiyle yıldırım baskı yapan ve

Rumlar'ın yoğun olduğu semtlerde dağıtılan İstanbul Ekspress gazetesininin

sahibi Mithat Perin'di.


Olaylardan kısa bir süre sonra Demokrat Partiden İstanbul Milletvekili

oldu..


Daha sonra Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları

Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyetlerinin

başkanlığını yaptı..


*. *. *


İstanbul Ekspress Gazetesi'nin o dönem ki Genel Yayın Yönetmeni ise Gökşin

Sipahioğlu'ydu..


Yıldırım baskıyı hazırlayan kişiydi..


1960'larda SIPA Press'i kurdu..


Askeri kriz yaşanan ve kimsenin girmeyi cesaret edemediği ülkelere girdi..


Bu ülkelerden dünya medyasına fotoğraflar geçerek tanındı...


1969'da SIPA Press dünyanın en büyük fotoğraf ajansı seçildi.


SIPA Press olay çıkacak ülkelere daha önceden muhabir göndermesiyle

ünlendi..


O dönem Sipahioğlu'nun MİT'in Avrupa'daki önemli kaynaklarından birisi

olduğu iddia edildi.


Yıllar sonra patronu Mithat Perin, 6-7 Eylül'de Milli İstihbarat

Teşkilatı'nın Gökşin Sipahioğlu'nu kullandığını itiraf etti..


*. *. *


Beşinci kişi Sabri Yirmibeşoğlu..


6-7 Eylül'de Özel Harp Dairesi'nde (Seferberlik Tetkik Kurulu) görevliydi..


Sonra Özel Harp Dairesi'nin Başkanı oldu..


1974 yılında Kıbrıs'ta Özel Harp Dairesi'nin sivil direnişi örgütleyen

lideri olarak nam saldı..


Sabri Yirmibeşoğlu'nun yıllar sonra "6-7 Eylül bir Özel Harp işidir.

Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı." demişti.


23 Eylül 2010 tarihinde Habertürk gazetesine ise şunları söylemişti.


"Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini

göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı

tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı

galeyana getirirsiniz.. Özel Harp'te bir kural vardır; halkın mukavemetini

artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami

yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."


*. *. *


Beş kişiydiler..


Beş farklı insan..


Biri öğrenci, biri patron, biri gazeteci, biri kaymakam, biri asker..


Oktay Engin, Mithat Perin, Gökşen Sipahioğlu, Hayretttin Nakipoğlu ve

Sabri Yirmibeşoğlu..


61 yıl önce kaderleri ortak bir noktada buluştu.


1955 yılının 6-7 Eylül'ünden sonra hayatları birden bire değişti..


Sanki Allah hepsine "yürü ya kulum" demişti..


Casus filmi senaryosu gibi değil mi?.


Casus filmi demişken...


6-7 Eylül olaylarının olduğu günler İngiliz Sunday Times Gazetesi'nin

muhabiri de İstanbul'daydı..


Hem de İstiklal Caddesi'nde..


Olayların tam ortasında..


Üstelik Atatürk'ün evinin bombalandığı Selanik'ten yeni gelmişti..


Kimdi o biliyor musunuz?..


Ian Fleming..


"007 James Bond" karakterini yaratan dünyaca ünlü yazar..


Ve İngiliz istihbarat örgütü MI6'ın ajanı..


Herkese iyi haftalar dilerim..” (Sedat Kaya, Datça)©


#1955EylülOlayları

#Septembriana

#Σεπτεμβριανά

#1955EylülOlayları


 6-7 Eylül'ü hepimiz biliyoruz değil mi?

Hayır... pek bir şey bildiğimiz falan yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder